Gazel 165

Metin: 
Sabâ lûtf ettin ehl-i derde dermândan haber verdin
Ten-i mecrûha cândan cânandan haber verdin
Hazân-i gamda gördün iztırâbın bülbül-i zârın
Bahâr eyyâmı tek gül-berg-i handândan haber verdin
Sözünü vahy-i nâzil ger desem ben hiç küfr olmaz
Cihânı tutmuş iken küfr îmândan haber verdin
Süleymân mesnedinden dîv-i güm-reh rağbetin kestin
Denizde hâtem-i hükm-i Süleymân’dan haber verdin
Dediler yâr uşşâkın gelir cem etmeye gönlün
Meger kim yâre uşşâk-i perişandan haber verdin
Fuzûlî rûzgârın tîre gördün şâm-i hicrânda
Nesim-i subh tek hur-şîd-i rahşândan haber verdin
Vezin: 
Mefâilün mefâilün mefâilün mefâilün

Seba, lütf etdin, ehli-derde dermandan heber verdin,
Teni-mehzune candan, cane canandan heber verdin. 
Hezani-kemde gördün iztirabın bülbüli-zarın,
Bahar eyyamı tek gülbergi-hendandan heber verdin. 
Sözünü vehyi-nazil ger deyersem hiç küfr olmaz,
Cehanı tutmuş iken küfr, imandan heber verdin. 
Dediler yar, üşşakin gelir cem’ etmeye könlün,
Meger kim, yare üşşaki-perişandan heber verdin? 
Süleyman mesnedinden divi-gümreh reğıbetin kesdin,
Denizde hatemi-hökmi-Süleymandan heber verdin. 
Füzuli, ruzigarın tire gördün şami-hicrandan,
Nesimi-sübh tek hurşidi-rehşandan heber verdin.