KASİDE DER MEDH-İ SULTÂN İBRÂHİM

Metin: 
Bi-hamdi’illâh ve’l-minne ki tevfikât-i rabbâni
Yeterdi menzil-i maksûda İbrahim Sultân’ı
Tarîk-i Kerbelâ râh-i Necef bir reh-ber isterdi
Bu yolda gördü Hak Hızır olmağa Sultân-ı erzâni
Velâyet dürlerinin ma’denidir Evliyâ Burcu
Emin-i Hak görüp Sultân’a tapşırdı felek anı
Eyâ Sultân-i âli-himmet ü ser-dâr-i âdil-dil
Ki sensin gevher-i insâf ü dürr-i ma’delet kânı
Müşerref eyledi zât-ı şerifin mülk-i Bağdad’ı
İmâret kıldı re’y-i genc-bahşın hâk-i virânı
Safâ taptı vüsûl-i makdeminden yenle can bağı
Esâs aldı binâ-yi himmedinden adl eyvâhı
Kadem bastın diyâr-i eşref-i Bağdâd’a sen yer yer
Mazârat ü buka’ü’l-hayr senden oldu nûrâni
Ziyâretler ki kıldın âsitanlar kim tavâf ettin
Kabûl olsun ki taptın her birinden feyz-i rûhani
Makâm-i Kanber ü evlâd-i Fazl ü ba’z-i Ehl-i Beyt
Tavâf ettin civan-merdane kıldın çok zer-efşâni
Ziyâ-yi rif’atinden sâye buldu seyr vaktinde
Gehi Behlûl-i Divâne gehi Mansûr-i Hâkâni
Hemşire hasmını Şâh-i Velâyet taşa dönersin
Nice kim gördün etmiş mu’ciz ilen taş arslanı
Makâm-i mıntâka tavfın kılıp oldun kemer-beste
Öpüp avn ü mu’in der-gâhın ettin tâze imânı
Cevâd ü Kâzım’ın Attâr-i Bağdâd olduğun bildin
Yüz urdun taptın ol attârdan her derde dermânı
Takiyy ü Askeriyy ü Mehdi’ye Ensâr gönderdin
Ki âlâyişli kafir leşkerinden saklaya anı
Fırât-i pâk tek Bâbil diyârına kadem basdın
Burûc-i zühresinde oldu ol Hârût zindânı
Misâl-i meşhed-i Şems ü mezâr-i Cümcüme yer yer
Temâşâsiyle gördün mu’cizât-i Şâh-i Merdân’ı
Ukayl ibn-i Ebi Tâlib’den istimdâd edip himmet
Tarık-i Kerbelâ’ya başladın akrân ü a’yânı
Çü deşt-i Kerbelâ’ya leşker-i İslam-ı cem’ettin
Yakın oldu ki Şâh-i Kerbelâ’nın isrenir kanı
Edâ-yi tâ’at ü arz-i niyâz ettin bi-hamdi’llâh
Ki makbûl oldu Beytu’llah’a İbrâhim kutbânı
Yeyirdin niyyet-i pâk ile bir bir cedd ü âbâya
Selâm-i ravza-i pâkize-i Şâh-i Horâsan’ı
Bu gün ser-menzil-i maksûda yettin râh-i vahdette
Refık oldu sana tevfik tapdın vasl-i cânânı
Ne cânan cân-i mutlak belki candan efdal ü eşref
Ki der-gâhında eyler can nisâri insi vü câni
Hudâ’nın innema kavlinde halk içre veli’ahdı
Resûl’un lahmike lahmi ser-i hânında mihmânı
Gehî muhtâca vermiş Kanber’i tuğyân edip lûtfu
Gehî arslandan almış muztarip halinde Selmân’-i
Gehî vermiş Resûl’e arşda arslan ile mührün
Gehî arz etmiş elde hâtem-i hükm-i Süleymân’ı
Tufeyl-i gevher-i zât-i şerîfi âdem ü âlem
Fedâ-yi cevher-i cism-i lâtîfi bahri vü kânı
Emirü’l-mü’minin Hayder Aliyy İbn-i Ebi Tâlib
Ki Cibril-iEmîn’dir halveti vahdette der-bânı
Nedir dünyâ vü ukbâ bî-rızâ-yi Murtazâ bi’llâh
Ne ol bâki gerek sıdk ehline mutlak ne bu fâni
Müdâm ol kim bu der-gâhın kamu sâdat ü huddâmın
Ser-â-ser cem’-i hâtır kıldın ol cem’-i perîşânı
Men-i gâfilden âgâh olki bir kem-ter senâ-hanım
Gerek sen tek ser-efrâzın benim tek bir senâ hanı
Fuzûlî bu harem içre şeb ü rûz ü geh ü bî-geh
Du’â-yi hayr kıl Sultân’a terk et seyr-i bu-stânı
İlâhi tâ binâ-yi dehr bâkîdir muhalled kıl
Bu Sultân-i cevân-bahtı bu ser-dâr-i cihân-bânı
Ne evrâd ü du’â kim kıldı Sultan âsitanlarda
Kabûl olsun budur dil-şâd eden yüz bin müselmânı
Vezin: 
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün