KASİDE DER MEDH-İ VEYS BEG

Metin: 
Veh nedir ol tâ’ir-i ferhunde-bâl ü tîz-per
Kim olur bir turfa âyin içre her dem cilve-ger
Ağzı açık çıkmaz âvâzı ayağı yok yürür
Cân iledir seyri ammâ demek olmaz cân-ver
Bir demirden taşlı dîvâr ile müstahkem hisâr
Bir esâsı kayr ilen kâ’im binâ-yi mu’teber
Yengi aydır hey’eti ammâ yeni aylar kimi
Bedir olmaz nice kim gök üzre ser-gerdân gezer
Âdeti uçmaktır ammâ kuşların aksi müdâm
Uçabilmez muttasıl bâl ü peri olmasa ter
Geh Zekeryâ kimi çekmiş çok cefâlar bıçkıdan
Geh Büt-i Âzer kimi olmuş giriftâr-i teber
Boynu bağlı bir kara kuldur hevâsı kaçmağa
Bulduğun alıp kaçar saklamasan şâm ü seher
Bir mubassırdır ki dâ’im dîde-i hayret açıp
Âs-man tahkîki ahvâline salmıştır nazar
Sayılır pehlûlarının üstühânı za’fdan
Böyle za’f ile ağır yükler çeker eyler hüner
Yerde gezmez vahş tek ammâ yürür andan revân
Gökde uçmaz tayr tek ammâ uçar andan beter
Ger bükülmüştür kadi ayb eylemen bir pîrdir
Nûh devrinden verir bir bir su’âl etsen haber
Baş açıp yağmurlara suya batırmış kisvetin
Yaş uşaktır levhi sâde hiç bilmez hayr ü şer
Cânı yok lâkin rızâ-yi halk hâsıl kılmağa
Geh aşağı geh yukarı segridip canlar çeker
Dîve benzer gezdirir başda Süleyman tahtını
Yoksa kandır saklanır göğsünde kıymetli güher
Yoksa zevrakdır anı kılmış müretteb seyr için
Veys Beg Hazretleri ol şehr-yâr-i nâm-ver
Ey bekâ-yi izz ü câhın mücib-i temkîn-i mülk
V’ey senâ-yi lûtf ü kahrın menşe’-i nef’ü zarer
Hâk-i pâyından eger bir zerre tapsaydı sadef
Beslemezdi irtifâ-i kadr için mutlak dürer
Öyle emniyettir eyyâmında kim mün’imlerin
İşret isrâfından özge mâline yoktur hater
Tîşe-i bennâya derdi erre-i Neccâr-i dûn
Zulmümüzden hem hacer âsûde oldu hem şecer
Öyle kim adlin zarar resmin götürdü mülkden
İhtiyât için gerekmez kimseye dîvâr ü der
Düşmenin mağlûb olup dâ’im zafer bilmez nedir
Sen kaçan kim afv kılsan ol sanır anı zafer
Yol aparsaydı senin ihsanına bir zerrece
Âf-tâbın minnetin çekmezdi nûr için kamer
Zevk için şevkin tapıp ser-mest olan âriflere
Hâcet olmaz câm-i mey içmek senin şevkin yeter
Şam-i bezmin öyle rûşendir ki her kim şem’ tek
Tapsa anun zevkini kılmaz temennâ-yi seher
Vasf-i zâtın hadden efzûndur Şehâ ma’zûr tut
Kim kalır ibrâm havfinden Fuzûlî muhtaser
Var ümîdim tâ bu deryâ üzre keştî-i hilâl
Gâh seyr-i hâver eyler gâh geşt-i bâhter
Bâhterden hâvere olsun salâ-yi savletin
Şöhretinden olmasın hâli fezâ-yi bahr ü ber
Vezin: 
Fâilâtün/Fâilâtün/Fâilâtün/ Fâilün