KASİDE DER MEDH-İ VEYS BEG

Metin: 
Ey safâ-yi şîşe-i cevlâni-i firûze-fâm
Ma’den-i yâkût-i sahbâ gül-bün-i gül-berg-i câm
Gonce-i gül-zâr-i hikmet hokka-i şehd-i gınâ
Dürc-i dürr-i ma’rifet mi’yâr-i idrâk-i tamâm
Perde-dâr-i duhter-i rez dâye-i bintü’l-’ineb
Mahrem-i sultân-i mey matbû’-i ebnâ-yi kirâm
El tutup düşmüşleri bir bir ayağa durgurup
Sarf eden varın gönüller açmağa her subh u şâm
Nâzenin dil-ber kimi ahbâba kanlar yutturan
Derd ilen âşık kimi kanlar döken gözden müdâm
Veh ne cevhersin ki bilmez hiç kim hâsiyetin
Acz evsâfındadır taksîre kâbil akl-i tâm
Geh gelip kahkah ter eylersin dimağın meclisin
Geh eğilip halka özr ile kılarsın ihtirâm
Ne du’âdır bilmezem kulkul deyip zikr ettiğin
K’ol du’ânın hurmetin vâcib biliptir hâs u âm
Akl alırsın can bağışlarsın kemâl-i sihr ile
Dîv salarsın şîşeye odu kılarsın suya râm
Gâh durmak geh eğilmek geh ayağa düşmeğin
Zâhir eyler geh rükû’ü geh sücud ü geh kıyâm
Bir riyâyî zâhide benzer birûnun kim ola
Taşrası takvâ ile zibâ içi dolu harâm
Yok yok etvârın münezzehdir riyâdan şüphesiz
Sende müzmerdir havâs-i şerbet-i yuhyi’l-izâm
Kılmasınlar ta’ne ger mey-hâneler seyr eylesen
Sofî-i sâfi-derûnsun zâ’ir-i eytü’l-harâm
El-emânet ey çerâğ-i ehl-i kadr ü i’tibâr
El-mürüvvet ey nizâm-i ehl-i izz ü ihtişâm
Çün safâ-yi niyyetin tevfîk-i hüsn-i sîretin
Kıldı kurb ile seni Beg hidmetinde şâd-kâm
Umduğun ser-menzil-i maksûduna bastın kadem
Kimse mahrûm olmayan der-gâhda tuttun makâm
Hâtırından çıkmasın mahrûm olan üftâdeler
Hakk için yâdında tut ger düşse takrîb-i kelâm
Arza kıl benden du’â ol ma’den-i insâfa kim
Feyz-i adliyle perişan mülk tapmışdır nizâm
Hâris-i ma’müre-i Bağdâd kutb-i ehl-i Rûm
Hâmi-i mülk-i Hamâ müstahfiz-i ser-hadd-i Şâm
Veys Beg Hazretleri hur-şîd-i evc-i iktidâr
Şehr-yâr-i nik-rây ü nik-baht ü nik-nâm
Emr-i ikbâlin müretteb kılmağa olmuş ana
Şâm bir hindî kenizek subh bir Rûmî gulâm
Ol biri tezyîn-i halvet-gâhına ikdâm edip
Bu biri tertib-i eyvânına eyler ihtimâm
Câma kılmış Cem sifârişler ki yetgeç bezmine
Öp elin ihlâsını arz et yetir benden selâm
Bâdeye Cemşid emânet yüklemiş kim Tanrı çün
Göricek düş ayağına vü yetir benden peyâm
Ey hırâman serv kim tâ devre gelmiştir kadeh
Görmeyiptir sen kimi bir turfa serv-i hoş-hirâm
Sâgar-i hulkun nesîminde musaffâdır dimâğ
Bâde-i lûtfun şemîminden mu’attardır dimağ
Handa kim girdiyse düşmen kâm çıktı câm-i mey
Şükr-li’llâh kim senin bezminde oldu dost kâm
Özgeler devrinde çok kan yutturup bin sâgara
Devr-i zâlim vermeyip tergîb olan bezme devâm
Devlet-i câvid imdâdiyle fırsattır bu gün
Sâgar isti’câl edip devrândan alsa intikâm
Ser-verâ fâriğ değil senden Fuzûlî bir zamân
İnnehu müsted’î istibkâüküm beyne’l-enâm
Eşrakat min-küm ale’z-zulmâi envârü’l-hüdâ
Halledet âsâru envârin behâ zâle’z-zulâm
Vezin: 
Fâilâtün/Fâilâtün/Fâilâtün/ Fâilün