KASİDE BERÂ-Yİ VEYS BEG

Metin: 
Bu bahr-i nil-gûn bin mevc her sâ’at ayañ eyler
Ulû’l-ebsâra bir bir keşf-i esrâr-i nihân eyler
Nişân-i kesret-i eşyâ dem-â-dem ehl-i taklîde
Rümûz-i nükte-i tevhîd-i Hak hâtır-nişân eyler
Beyân-i mâ-cerâ-yi mâ-selef hâl ehline bir bir
Zebân-i hâl ilen keyfiyyet-i kudret beyân eyler
Tena’umda gurûr ü fakrda hırman şi’âr etme
Ki hikmet bu iki hâlette halkı imtihân eyler
Verir fakr içre şükr ehline kadr-i Mûsî-i İmrân
Tena’um içre terk ehlin Süleymân-i zamân eyler
Hoşâ ol kim bilip fakrin tena’um mülk-i dünyânın
Yoğun eyler tasavvur var varın yok gümân eyler
Ziyân ü sûdunu dehrin fenâ fehm eyleyen ârif
Hayâtın sûd sevdâsıyla sarf etse ziyân eyler
Yamanlık yahşılık keyfiyyetin ma’lûm eden âkil
Yamanlık edene yahşılık etmezse yaman eyler
Felek güyâ değil ehl-i firâset kim vefâ ehli
Cefâsından anun peyveste feryâd ü figân eyler
Ben andan isterim ta’zîm ü tekrîm ü tüvânâlık
Beni gün günden ol zâr ü zâ’if ü nâ-tüvân eyler
Tenimde za’fdan bir üstühan kalmış durur gerdûn
Müdâm ol üstühânı gam hadengine nişân eyler
Niçin kim hâk-dân-i âlem-i süflide adettir
Kemân-dâr ok atan sa’at nişânın üstühân eyler
İrişmez kimseden ahvâlime feyz-i nazar bes kim
Beni za’f-i beden dâ’im nazarlardan nihân eyler
Gönül vîrânesin ma’mûr kılmak kasdına çeşmim
İzârım üstüne cedvel çekip sular revân eyler
Bi-‘aynih öyle kim cedvel çekip su eyleyip câri
Emir-i kâm-ran vîran yerler âb-dân eyler
Ser-efrâz-i zamâne Mîr Veys-i ma’delet-pîşe
Ki adli her zaman rûh-i Rusûl’i şâd-mân eyler
Zihî sâlih ki dâ’im iktidâ-yi emr-i ma’rûfu
İtâ’at ehlini âşib-i düzahdan rehân eyler
Ana kılsın itâ’at buyruk ilen eylesin tâ’at
Kıyâmet vakti her kim meyl-i gül-zâr-i cinân eyler
Verir Kur’an yerine sıhhat-i tâ’at eger zâhid
Namâz içre du’â-yi devletin vird-i zebân eyler
Eger ta’lim verse sûret-i divâra kirmânı
Kılıp kâmil kamu ma’nide anı nükte-dân eyler
Eyâ pâkize-ahlâk u felek-kadr ü melek-siret
Ki her nâ-kâma yetse iltifâtın kâm-rân eyler
Bahâr eyyâmına ger feyz-i ahlâkın eser kılsa
Hevâsını kılar can-bahş ebrin dür-fâşan eyler
Hazan faslını ger tab’-i lâtifin terbiyet kılsa
Döker altın varaklar adını berg-i hazân eyler
Kemâl-i himmetin çün mülk ta’mirinedir sâ’i
Kamu sahrâları elbette bâğ u bû-sitân eyler
Bu günden sonra sahrâlar olur merdüm-nişîn yâ Rab
Eger vahşî gelip râm olmasa handa mekân eyler
Verir ta’mir-i mülkü bayıra bârân-i ihsânın
Nicük kim âb-i Hızr emvâtı hayy ü câvidân eyler
Bu günden sonra kalmaz hiç vîran mülk hayrânım
Ki cağd âbâd yerden kaçsa handa âşyân eyler
Sana tâ’at yeter ancak bu kim dâ’im havâdisden
Halâyık hıfzını mahrûse-i emn ü emân eyler
Hudâvendâ sana mensûbdur ahkâm-i şer’iyye
Niçin gerdun bana devrinde cevr-i bî-kerân eyler
Ne hayf ettim ana kim döne döne hayf alır benden
Nesin öldürmüşüm kim lâhza lâhza kasd-i cân eyler
Günehsiz bağrımı kan eyledi câ’iz midir böyle
Rızâ-yi Hakk için bir sor ki nâ-hâk nice kan eyler
Fuzûlî’den götürme sâye-i eltâf ü ihsânın
Kemâl-i adlini zikr ile meşhûr-i cihân eyler
Ümîdim var kim tâ as-mandır devr ilen dâ’ir
Senin râyınca olsun devrler kim âs-man eyler
Vezin: 
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün