KASİDE DER MEDH-İ HAZRET-İ ŞÂH-İ VELÂYET VE SİTÂYİŞ-İ E’İMME İSNÂ AŞER

Metin: 
Elhamdülillahi’llezi halaka’s-semâvâti’l-‘ulâ
K’andan tapar hâk-i zemin feyz-i bahar-i dil-kûşa
Bürhân-i Hak’dır ey gönül her nesteren nisbetli gül
Sâni olan mümkün degil masnu’dan olmak cüdâ
Tâ hatm-i ahvâl-i derun arz etti akl-i zü-funûn
Ma’bûda oldu reh-nümun taptı tarîk-i ihtidâ
Sâbit Hak’ı gül-nâr eder halkı ki yoktan var eder
Bir kândan izhâr eder bin turfa lâ’l-i hoş-nümâ
Cem’-i perîşan kim iter reh-berleri sünbül yeter
Kim tîre topraktan biter eyler gönüller mübtelâ
Hak mahzarıdır her çiçek ger tutsan ey nakkâş şek
Bir nârven şeklini çek vergil ana neşv ü nemâ
Hat verdi reyhan kim yakin bir Tanrı var ey ehk-i din
Avzû bi-rabbi’l-âlemin estaizü mimmâ nehâ
Tutmuş Hak’a nerkis yüzün açmış hakikat-bîn gözün
Kılmış nazar görmüş özün sırr-i Hak ile âşnâ
Bu-standa gör nilüferi tutmuş tarîk-i ber-teri
Ezhârın olmuş reh-beri gör anda esrâr-i Hudâ
Râh-i talebdir bî-âded ma’bûda ey ehl-i hıred
Ger istesen kurb-i Samed sad-berg olur reh-ber sana
Zinhâr mahv ol hikmete bakgıl kemâl-i kudrete
Nilüfer-i hoş-sûrete gör kim verir âb-ü hevâ
Ger olmasın medhûş tek baksan bir ehl-i hûş tek
Hakkâ ki berzengûş tek tesbîh-handır her giyâ
Şâh oldu minber yek-sere çıktı şikûfe minbere
Salvât eder Peygam-ber’e sallû’alâ hayrü’l-verâ
Sahn-i çemende erguvan her bergini etmiş zebân
Tekrâr eyler her zaman medh-i Aliyyü’l-Murtazâ
Zâyi’ geçirmez yâsemin ömr-i lâtif ü nâzenin
İhlâs ile eyler özün hâk-i reh-i Hayrü’n-nisâ
Turfa reyâhin ser-be-ser kesb etti ıtr-i müşg-ter
Hulk-i Hasen’den bir eser gül-zâre göstergeç sabâ
Zâhir kılar hûnin kefen lâle kılar yüz pâre ten
Tutar dönüp târ-i çemen Şâh-i Şehîd için azâ
Âbid-sıfat çekmekte gam olmuş benefşe kaddi ham
Gûyâ kılar ol pâk hem Zeyne’l-‘İbâd’a iktidâ
Gam def’i için her taraf gül-şende çekmiş sebze saf
Bâkır senâsında segaf bulmuş kılar vird-i senâ
Feyz-i Hak etmiş ârzû çıkmış şeyâkık sürh-rû
Kılmış bî-emr-i Hak gulû Sadık’ı kılmış pîş-vâ
Kahr ile çerh-i lâciverd ger yasemîni kılsa zerd
Ne gam çü görgeç ehli derd eyler ana Kâzım devâ
Keşf etmeğe esrâr-i Hak açmış semen sîmin varak
Vermiş ana gûyâ sabak ilm içre şâh-i dîn Rızâ
Lû’bet-sıfat gör zanbakı gül-zâre vermiş revnakı
Olmuş hevâ-hâh-i Taki kesb eylemiş andan safâ
Meddâh tek sûsen dili olmuş medâyih nâkili
Mehdinin olmuş kâ’ili Sultan Nakıyy-i bahr’-atâ
Nesrinin açık defteri olmuş hakâyik mazheri
Andan sıfât-i Askeri fehm etmiş erbâb-i zekâ
Vakt oldu gonce açıla gül hurdesin zâhir kıla
Mehdi zuhûrunu bile fâş ede sırrını kazâ
Her yerde tâ nev-rûz ola gül bû-sitan-efrûz ola
Nev-rûz tek firûz ola eyyâm-i Şâh-i Evliyâ
Ya’ni gül-i gül-zâr-i cân Hayder imam-i mü’minân
Ol kim anadır bî-güman miskin Fuzûlî bir gedâ
Vezin: 
Müstefilün müstefilün müstefilün müstefilün