KASÎDE DER SİTAYİŞ-İ SULTAN SÜLEYMAN ALEYHİ’R-RAHME VE’L-GUFRAN
Metin:
Çıktı yaşıl perdeden arz eyledi ruhsâr gül
Sildi mir’ât-i zamîr-i pâkden jengâr gül
Sildi mir’ât-i zamîr-i pâkden jengâr gül
Gâm tut sâkî ki gül-bünler gül izhâr ettiler
Sen dahi bir gülbün-i ra’nâsın et izhâr gül
Sen dahi bir gülbün-i ra’nâsın et izhâr gül
Geldi ol dem kim ola izhâri hikmet kılmağa
İnşirâh-i sadr ile sadr-i saf-i ezhâr gül
İnşirâh-i sadr ile sadr-i saf-i ezhâr gül
Yetti ol mevsim ki açamağa gönüller mülkünü
Ola gül-şende reyâhin hayline ser-dâr gül
Ola gül-şende reyâhin hayline ser-dâr gül
Âdem isen bağ seyrin eyle bu mevsimde kim
Bağı reng ü bûy ile kıldı behişt-âsâr gül
Bağı reng ü bûy ile kıldı behişt-âsâr gül
Çâr-sû-yi bağ seyrânı bu gün mergûbdur
Kim şikûfe anda sarrâf oldu vü’attâr gül
Kim şikûfe anda sarrâf oldu vü’attâr gül
Çıkmış iken bezm-i gül-şenden yine avdet edip
Câm-i mey sundurdu ehl-i tevbeye tekrâr gül
Câm-i mey sundurdu ehl-i tevbeye tekrâr gül
Habsden Yusuf çıkıp Sultân-i Mısr olmuş kimi
Oldu açıp goncesin arâyiş-i gül-zâr gül
Oldu açıp goncesin arâyiş-i gül-zâr gül
San Züleyhâ halvetidir gonce-i der-beste kim
Çıktı andan dâmen-i çâkiyle Yusuf vâr gül
Çıktı andan dâmen-i çâkiyle Yusuf vâr gül
Çâk olup bulmuş safâ bâd-i seherden sanasın
Bâddır Cibrîl kalb-i Ahmed-i Muhtâr gül
Bâddır Cibrîl kalb-i Ahmed-i Muhtâr gül
Şeb-nem-i gül-zâr-i ruhsâr-i Resülû’llah’dır
Neşr-i ıtriyle kılar her dem anı iş’âr gül
Neşr-i ıtriyle kılar her dem anı iş’âr gül
Dürr-i şeb-nem saçtı rengîn berglerden her taraf
Lâ’l-i handân etti hublar kimi gevher-bâr gül
Lâ’l-i handân etti hublar kimi gevher-bâr gül
Sûret-i hâline hayrân eyledi ârifleri
Açtı irfân ehline gencine-i esrâr gül
Açtı irfân ehline gencine-i esrâr gül
Sebze üzre gezdirir bâd-i sabâ gül bergini
Sanki sebze âs-mândır kevkeb-i seyyâr gül
Sanki sebze âs-mândır kevkeb-i seyyâr gül
Kıldı pinhan goncenin lû’b ile gözden hokkasın
Bulmak olmaz hiç reng ile zihî ayâr gül
Bulmak olmaz hiç reng ile zihî ayâr gül
Yüz çevirmiş hârdan ayrılmak ister bî-sebep
Mün’am-i nâkes kimi aslından eyler’ âr gül
Mün’am-i nâkes kimi aslından eyler’ âr gül
Hâr-i gayret n’ola ger sancılsa gül-bün bağrına
Ayrılıp andan olur hem-sohbet-i ağyar gül
Ayrılıp andan olur hem-sohbet-i ağyar gül
Yeridir odlara yansa hasret ile hâr kim
Andan alır zib ü zînet gayre olur yâr gül
Andan alır zib ü zînet gayre olur yâr gül
Bî-vefâlık âdetin tutmuş anun’çündür bu kim
Ömrden olmaz cihan bağında berhordâr gül
Ömrden olmaz cihan bağında berhordâr gül
Hansı bülbül kanı tutmuş bilmezem kim muttasıl
Geh esîr-i hâr olur geh mübtelâ-yi nâr gül
Geh esîr-i hâr olur geh mübtelâ-yi nâr gül
Seyr-i bağ ettim seher gördüm açıp mecmü’asın
Hıfz edip bu matla’ı eylerdi istihzâr gül
Hıfz edip bu matla’ı eylerdi istihzâr gül
Âşık olmuş hüsnüne ey serv-i hoş-reftâr gül
Çâk çâk etmiş senin çün sîne-i efgâr gül
Çâk çâk etmiş senin çün sîne-i efgâr gül
Gül ne nisbettir sana senden ana yüz fark var
Sen büt-i perde-nişinsin şâhed-i bâzâr gül
Sen büt-i perde-nişinsin şâhed-i bâzâr gül
Öyle pinhân eylemiş göğsünde sırr-i aşkını
Kim ayağından asarlar eylemez izhâr gül
Kim ayağından asarlar eylemez izhâr gül
Tutiyâ-yi çeşm için her subh-dem yollar tutup
Hâk-i der-gâhın sabâdan eyler istifsâr gül
Hâk-i der-gâhın sabâdan eyler istifsâr gül
Seyr-i gül-zâr ettiğin peyk-i sabâdan fehm edip
Genc-i zer kılmış müheyyâ kılmağa îsâr gül
Genc-i zer kılmış müheyyâ kılmağa îsâr gül
Berg-i güller sanma rengîn hiştler cem’ eylemiş
Çekmeğe ol genc-i zer hıfzına bir dîvar gül
Çekmeğe ol genc-i zer hıfzına bir dîvar gül
Tâ serîr-i sebzeyi depretmeye tahrîk-i bâd
Sâyesinden urdu her dürcüne bir mismâr gül
Sâyesinden urdu her dürcüne bir mismâr gül
Her seher gül-zâr levhine çeker yüz dâ’ire
Gâlibâ minkâr-i bülbülden alır pergâr gül
Gâlibâ minkâr-i bülbülden alır pergâr gül
Ayş için gül-şen şeb-istânın münevver kılımağa
Her ağaçta astı bir kandil-i pür envâr gül
Her ağaçta astı bir kandil-i pür envâr gül
Bunca kandili fürûzan eyledi ammâ ne sûd
Dûd-i dilden kıldı bülbül rüzgârın târ gül
Dûd-i dilden kıldı bülbül rüzgârın târ gül
Dâr-i dünyâyı fezâ-yi cennete dönderdi lîk
Gonce kimi bülbüle dünyâyı kıldı dâr gül
Gonce kimi bülbüle dünyâyı kıldı dâr gül
Bir zebân-i haldir her yaprağı fehm etseler
Perde-dâr-ihâk olanlardan verir ahbâr gül
Perde-dâr-ihâk olanlardan verir ahbâr gül
Bülbülün zâr ettiği feryâdlar te’siridir
Bî-sebeb hâb-i ademden olmamış bîdâr gül
Bî-sebeb hâb-i ademden olmamış bîdâr gül
Bağ-ban Sultân-i âdil devridir tenbîh kıl
Urmasın gül-zâre âteş zulm edip zinhâr gül
Urmasın gül-zâre âteş zulm edip zinhâr gül
Cevr eliyle gonce veş pîrâhenin çâk etmesin
Cünbiş-i nâ mu’tedilden kılsın istiğfar gül
Cünbiş-i nâ mu’tedilden kılsın istiğfar gül
Yoksa nâ-geh sûret-i hâli olur Sultân’a arz
Kahra uğrar muktezâ-yi vaz-i nâ-hemvâr gül
Kahra uğrar muktezâ-yi vaz-i nâ-hemvâr gül
Ol gül-i bağ-i hilâfet kim bahâr-i devleti
Âlem-efrûz olalı göremez cefâ-yi hâr gül
Âlem-efrûz olalı göremez cefâ-yi hâr gül
Oldu devrinde hevâ mahbûs-i zindân-i habâb
Gâlibâ görmüş hevâdan şemme-i âzâr gül
Gâlibâ görmüş hevâdan şemme-i âzâr gül
Berg-i gül gezdirmez oldu mahmil-i bâd-i sabâ
Haddi yok kim çektire bâd-i sabâya bâr gül
Haddi yok kim çektire bâd-i sabâya bâr gül
Sarsar-i kahr-i cihân susuzdan âgah olalı
Açmaz oldu bû-sitân-i fitne-i eşrâr gül
Açmaz oldu bû-sitân-i fitne-i eşrâr gül
Halvet-i lûtfunadır nûr-ı dil-i mü’min çerâğ
Gülşen-i kahrınadır dâğ-ı dil-i küffâr gül
Gülşen-i kahrınadır dâğ-ı dil-i küffâr gül
Şâh-i din Sultân Süleymân-i sa’âdet-mend kim
Kesb eder hulk-i huşundan nüzhet-i etvâr gül
Kesb eder hulk-i huşundan nüzhet-i etvâr gül
Başa salmış mihrini rûz-i ezelden çerh-i pîr
Öyle kim gül-ruhlar eyler zînet-i destâr gül
Öyle kim gül-ruhlar eyler zînet-i destâr gül
Zevk bâzârında bulmazdı bu reng ile revâc
Etmeseydi nakş-i mührün sikke-i dînâr gül
Etmeseydi nakş-i mührün sikke-i dînâr gül
Olmak için mutrib-i bezmi tutup bir dâ’ire
Öğrenir her subh bülbülden fen-i edvâr gül
Öğrenir her subh bülbülden fen-i edvâr gül
Matbah-i cûduna kim dûduna sünbüldür gulâm
Hâr-keşlik san’atın tutmuş değil bî-kâr gül
Hâr-keşlik san’atın tutmuş değil bî-kâr gül
Kurtulur feth ettiği kişver belâ-yi fitneden
Kim açıldıkça dikenden ayrılır nâ-çâr gül
Kim açıldıkça dikenden ayrılır nâ-çâr gül
Şerh edip sûsenlere evsâf-i hulkun gezdirir
Gonceden her subh açıp gül-şende bir tûmâr gül
Gonceden her subh açıp gül-şende bir tûmâr gül
Katre-i şeb-nem midir yâ el açıp sâ’-il kimi
Hâzin-i lûtfundan almış lü’lü’-i şeh-vâr gül
Hâzin-i lûtfundan almış lü’lü’-i şeh-vâr gül
Koymayıp devrinde vîrân kâr-gâh-i gül-bünü
Bir ayağ üzre durup olmuş ona mi’mâr gül
Bir ayağ üzre durup olmuş ona mi’mâr gül
Adli eyyâmında şeb-neb sanmanuz kim bülbülün
Akçasın koynunda hıfz etmiş olup gam-hâr gül
Akçasın koynunda hıfz etmiş olup gam-hâr gül
Dâmen-i pâkiyle ol behçet-fezâyi mülkdür
Ger cihan bâğında cennet güllerinden var gül
Ger cihan bâğında cennet güllerinden var gül
Vaz’-i âlemden felek maksûdu oldur kim olur
Beslemekten hârı manzûr-i ulû’l-ebsâr gül
Beslemekten hârı manzûr-i ulû’l-ebsâr gül
Ferine vermez halel hâr ile kılmak iltifât
Zîb ü zînet verdiğiyçin hâre olmaz hâr gül
Zîb ü zînet verdiğiyçin hâre olmaz hâr gül
Meyve ol Sultân-i adildir nihâl-i devlete
Sâbıka gelmiş selâtin-i felek-mikdâr gül
Sâbıka gelmiş selâtin-i felek-mikdâr gül
N’ola ger sâbıklar olduysa fenâ oldur garaz
Meyve gösterdükde dökmek resmdir eşcâr gül
Meyve gösterdükde dökmek resmdir eşcâr gül
Kıl Fuzûli medhin ol Şâh’ın ki bâğ-i medhinin
Bülbülü olurdu bulsa kuvvet-i güftâr gül
Bülbülü olurdu bulsa kuvvet-i güftâr gül
Gerçi yoktur i’tibarın medhin et izhâr kim
Âdet-i devr-i zamândır hâre olmak yâr gül
Âdet-i devr-i zamândır hâre olmak yâr gül
Var ümîdim nice kim resm-i medâr-i dehrdir
Yılda bir kez âlemearz eylemek dîdar gül
Yılda bir kez âlemearz eylemek dîdar gül
Feth bâğından ana her dem hilâf-i bâğ-i dehr
Tâze tâze aça lûtf-i Îzid-i Cebbâr gül
Tâze tâze aça lûtf-i Îzid-i Cebbâr gül
Vezin:
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün