Gazel

Sen öz hulkunu düzgil olma el ahlâkıdan hursend
Kişiye çün kişi ferzendi hergîz olmadı ferzend

Zamân ehlinden öz peyvend eğer disen birav birle
Kılay peyvend bârî kılmagıl nâ-ehl ile peyvend

Gönül kâmını koy ger hod menin dîvâne gönlümnü
Taparsın eyle yüz perkend ü sal her ite bir perkend

Eşitmey halk pendin turfa kim pend ile hem dersen
Kıla alsan eşitgil pend sen kim ile birmek pend

Bu fânî deyr ara ger şâhlık ister isen olgıl
Gedâlık nânıga horsend ü olma şaha hâcetmend

Olup nefsine tâbi’ bend itersin düşse düşmenni
Sana yok nefs tek düşmen kıla alsan kıl anı bend

Şeker-lebler tebessüm kılganın görgeç gönül verme
Ki bî-dillerni aççık ağlatır âhır bu şekker hand

Cihân lezzâtını şîrîn görürsün lîk bendindir
Giriftâr olma vâkıf ol ki kayd u kand irür mânend

Gönülden cehl renci dâfi’i ger istesen vardur
Nevâyî bâg-ı nazmı şekkeristânıda ol gül-kand

Ali Şir Nevai


1- Sen (önce) kendi ahlakını düzelt, elin ahlakından hoşnut olma; çünkü kişiye (başka)kişinin oğlu hiç bir zaman oğul olmadı.
2- Zamane insanından bağı kopar; eğer (ille de) birisiyle bağ kurayım dersen, hiç olmazsa ehil olmayan kimselerle bağ kurma
3- Gönül eğlendirmeyi bırak, şayet benim deli gönlümü de bulacak olursan yüz parça et ve her bir ite bir parçasını ver.
4- Halkın  öğütlerine  hiç  kulak  salmadan,  ne  tuhaftır  ki  bir  de  halka  öğüt veriyorsun;  becerebilirsen sen kendin nasihat işit! Sen kim, ele öğüt vermek kim!
5- Bu fani dünyada şahlık dilersen dilencilik ekmeğiyle mutlu ol ve olma şaha muhtaç.
6- Eline geçtiği zaman, nefsine uyup, düşmanı tutsak edersin. Sana nefis kadar düşman yoktur. Edebilirsen onu tutsak et.
7- Şeker  dudaklıların  gülücüklerini  görür  görmez  gönül  akıtma,  bu  şeker gülücükler kalpsizleri bile acı acı ağlatır.
8- Dünya lezzetlerini tatlı bulursun, ancak bağındır. (Sakın) tutulmayasın; bil ki şeker kamışı ve üzerindeki boğumlar misali.
9- Gönül sıkıntısı giderici ararsan var: Nevâî'nin nazım bağının şekerliğindeki gül tatlısı.